Kendimi nasıl marka yaparım?
Markalaşma, dinamik bir süreçtir. Bir marka gibi düşünmek ve bir marka gibi hareket etmek, en değerli malınız olan ‘siz’i talep edilen bir değere dönüştürmeyi mümkün kılar. En önemlisi ise; sizi takip eden değil, takip edilen yapar…
Markalaşma, bir ürünün ya da kişinin gücünün ve pazar koşullarının analiz edildiği bir süreç… Bir hareket planı ve bir pazarlama planı yapıp farkındalık yaratmak ise markalaşmanın olmazsa olmaz prensipleri içindedir. Aslında kısaca, markalama bir ‘’şey’’den, bir değer yaratmaktır. Birçok kurumsal firmanın ya da kişinin marka olduğuna hepimiz şahit oluyoruz. Alışverişe gittiğimizde marka ürünler alarak, televizyonda marka isimleri alkışlayarak aslında hepimiz bu markanın bir parçası haline geliyoruz. Peki, marka olmak sanıldığından da zor bir durum mu? Belki evet belki hayır, ama sonucu ne olursa olsun doğru stratejik adımlarla herkes marka olmanın keyfini çıkarabilir.
NASIL KİŞİSEL MARKA OLUNUR?
Prensipleriniz marka değerlerini, karakteriniz marka kimliğini, görünüm ve imajınız logoyu, isminiz ise markanızı belirler. Bu durumu kişisel olarak algılarsak da tavırlarınız, konuşmanız, hareketleriniz hatta giyim kuşamınız da marka olmanın detayları arasındadır…
Yani her şey “siz” in sorumluluğunuzda. Markanızı ortaya koymak için kullanacağınız, algılanmasını istediğiniz kişilik, marka kişiliğinizdir. Marka olmak için doğru işler yapmak her zaman akıllıca olmayabilir. Başarının yolu kendinizi bir çalışan olarak değil, bir marka olarak görüp, kendinizle ilgili algıları yönetmekten geçiyor. Bunun için de kendinizi sadeleştirmek, bu konuya odaklanmak ve ulaşılmazı oynamak yerine, ulaşılabilir olmak marka olmanın en can alıcı noktalarıdır. Bu işe baş koymak istiyorsanız, kendinizi bir şirket olarak görmekten başlayabilirsiniz.
• Kendinizi nerede görüyorsunuz?
• Kendinizi nerede ve nasıl görmek istiyorsunuz?
• Marka olabilmek için neler yapmanız gerekiyor?
Soruların cevaplarını ilk başta kendinize söylemelisiniz.
MARKANIZIN NAVİGASYONUNU BELİRLEYİN
İster işinizde isterseniz kendi özel hayatınızda kendinize bir kariyer/pazarlama stratejisi hazırlayarak bir yol haritası çizebilirsiniz. Bunun için de kişisel analizinizi ortaya çıkarın. Daha sonraki adımlar ise sırasıyla şöyle: Size özel yanlarınızı keşfedin, uzmanlık konunuzu seçin, hangi alanlarda yatırım yapmak istediğinizi belirleyin, gelişmesini istediğiniz yönleri ortaya çıkarın, kişisel isteklerinizi besleyen kaynakları keşfedin, sizi geliştirecek yaratıcı çözümler bulun… Bu konuda istikrarlı olmak ve sahip olduğunuz özellikleri koruyabilmek de çok önemlidir.
KİŞİSEL MARKA UZMANI OLABİLİRSİNİZ…
Kendi gücünü keşfetmiş, ısrarcı, farklı durumları sembolize eden birçok kişi, marka uzmanlarının da yardımıyla kişisel marka olma yolunda doğru adımlar atıyor. Bunların en belirgin örneklerinden biri ise Obama… Siyahî bir başkan olmanın yanı sıra, duruşu, aile kurumuna verdiği önem, hayvan severliğinden tutun da basketbol oynaması ve kıyafetliğinin şıklığı ve doğru cümlelerle kendini ifade edebilmesi sonucunda en iyi markalardan biri. Elbette Obama’nın eşi de markayı temsil eden bir başka isim çünkü Bayan Obama, Vogue Dergisi’nin kapağını süslerken bile markalaşmanın en iyi örneklerinden birini sergiliyor. Birçok kadın sanatçı da bilinçli bir çabanın ürünü olarak göze çarpıyor. Adım adım gidilen noktayı saptayan Hülya Avşar, Ajda Pekkan gibi isimler gerek yaptıkları işlerle gerekse özgüvenleri ile marka isimlerin başında geliyor. Modacılar da marka yolunda ilerlerken, dünya çapında yaptıkları tasarımlarla kendi isimlerinden bahsettiriyorlar. Hedef aynı; daha ileriyi görebilmek. Arzu Kaprol, Atıl Kurtoğlu gibi tasarımcılar bu işin üstesinden çok güzel geliyor. Gülse Birsel, soğuk bakışlarının ardından “Avrupa Yakası” gibi önemli bir sitcom’a imza atarken, aslında kendi markasını da öne sürdü. Seda Sayan sabahların sultanı unvanını hâlâ korurken, Müjde Ar ise yaptığı polemiklerle basının ilgi odağı olmayı korudu. Bütün bu kişisel ısrarlar sonucunda kendini oynayan kadınlar aslında bir döneme imza atarken, hedeflerini de belirleyerek kendileri için bir marka yaratmanın da keyfini çıkarıyor. Sembolleşen hareketleri ise birçok kişiyi kendine hayran bırakıyor.
HERKES BİR MİCHAEL JACKSON OLABİLİR Mİ?
21. yüzyılın en önemli ikonlarından olan ünlü sanatçı Michael Jackson, müziğinin yanı sıra giyim tarzıyla dünyaya öncü olmuştu. Hatta hayata veda ettiği bu dönemde bile, kişisel marka unvanıyla herkesten farkını bir kez daha ortaya koydu. 50 yaşında hayatını kaybeden Michael Jackson’ın stili kimselere benzemedi. 80’lerden itibaren akla gelmedik parçalar onun sayesinde kült oldu. Sahne şovları ve davetlerde çekilen fotoğraflarının ardında beyaz çorap ve siyah ayakkabı ikilisi, parıltılı eldivenler, fötr şapka ve militer – bando ceketler kaldı. Michael Jackson’ın şahsına özel kült parçaları bugünün ilham öğeleri haline geldi. Özellikle geçtiğimiz senenin en çok konuşulan Balmain markasının 2009 kışı için yaptığı militer ceketler tamamıyla pop efsanesinden ilham alınarak tasarlanmıştı. Ama en önemli nokta, kişisel markası sayesinde her yaptığı şey bir “marka” oldu. O, markaları da yarattı… Belki de önemli olan markaya özenmek değil, kişisel markayı yaratabilmek…
DEĞERİNİZİ DIŞ DÜNYAYA YANSITIN
Birçok marka kişilik, yüksek görünürlük sağlamayı üstün yeteneklerine veya tesadüfî olaylara değil, stratejik bir pazarlama sürecine borçludur. Böylece strateji geliştirip farkındalık yaratmak için taktikler oluşturabilirsiniz. Şimdi sıra sizde… “Siz” ya da “Ben” kavramını ortaya çıkartmak için kendinizi keşfedin. Nelerden hoşlanırsınız, ne yapmayı seversiniz, hangi konularda beceri sahibisiniz sorularından yola çıkarak, duruşunuz, tavırlarınız, bakışlarınız da dahil olmak üzere ilk başta özgüveninizi de ortaya çıkararak hayatınızın en önemli markası olan “siz” denilen marka üzerinde doğru yolda ilerleyebilirsiniz. Unutmayın, başarılı ve güçlü kişisel marka, rekabet içerisinde farklılaştırır, duygusal bağlantılar tesis eder, daha iyi ücret için kapı açar, size olan talebi artırır, kötü zamanları kolay atlatmanızı sağlar, sizi takip eden değil, takip edilen yapar…
MARKA İKONU YARATABİLMEK VE OLABİLMEK…
İnsanlara markanızı hatırlaması için ne kadar çok malzeme verirseniz sizi hatırlama ihtimallerini o kadar çok arttırırsınız. Bunun içinde markanızı yani kendinizi sadece sembollerden oluşturma fikrinden vazgeçin. Semboller marka ikonlarından sadece bir tanesidir. Markanız özellikle de kendiniz, insanların beyninde ne kadar çok yer işgal ederse o kadar güçlenir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazının kaynak gösterilerek kullanılan bölümleri hariç tüm hakları Doret Habib’e aittir. Yazının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek yada referans gösterilerek kullanılabilir. Blog yazılarına ayrıca haftalık gazete Şalom’daki köşesinden ulaşılabilir.