İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: “Yalıtım ürünleri tasarlayan, üreten ve pazara sunan bir firmayız”
Please wait while flipbook is loading. For more related info, FAQs and issues please refer to DearFlip WordPress Flipbook Plugin Help documentation.
“Şu an yalıtım pazarında %20 seviyesinde bir pay ile de liderliğimizi koruyoruz. Bu yılın sonuna kadar üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi hem iç piyasa hem de ihracat pazarlarındaki ihtiyaçlar doğrultusunda artırarak, sektör içerisindeki mevcut konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.”
Sıcak, soğuk, ses, yangın ve suya karşı koruma sağlayan geniş ürün yelpazesi ve teknik danışmanlık hizmetleriyle yalıtım sektörünün lider kuruluşu olan İzocam; gerçekleştirdiği çalışmalarla küreselleşen dünya standartlarına uygun olarak müşterilerinin talep ve beklentilerini zamanında ve çevreci bir yaklaşımla karşılamaktadır. Çevre politikalarından-ürün geliştirme çalışmalarına, iş yapış biçimlerinden-kalite programlarına kadar İzocam hakkında merak ettiğimiz pek çok konuyu İzocam Genel Direktörü Murat Savcı ile konuştuk.
Bizlere vakit ayırarak samimi cevaplarıyla sorularımızı yanıtlayan sayın Savcı’ya teşekkür ediyoruz.
Sektördeki son gelişmeleri bizler için kısaca değerlendirir misiniz? Pazarınız hakkında (Türkiye’de gelişim süreci, pazar büyüklüğü, en fazla satılan ürünler gibi…) bilgi verir misiniz?
Ülkemizde yalıtım sektörü 11 milyon m³’lük bir pazara sahip ve kişi başına 5,5 m2 yalıtım malzemesi tüketimi gerçekleştiriliyor. Avrupa nispeten doygun bir pazar olmasına rağmen kişi başı ortalama 12 m2 yıllık yalıtım tüketimi bulunuyor, hatta Almanya’da bu değer 15 m2’lere çıkıyor. Türkiye’deki 10 milyonun üzerinde binanın iyimser bir tahminle sadece yüzde 20’si TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda… Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda toplumun yalıtım bilincinde önemli bir artış olduğunu görüyoruz ancak daha alınacak çok yolumuz olduğu da bir gerçek.
Özellikle son dönemde her anlamda hayatımızı etkileyen pandemi süreci yalıtım sektöründe de önemli gündem maddelerinin oluşmasına neden oldu. Bu süreçte insanlar evlerinde daha çok vakit geçirmeye başladı ve “konfor” ihtiyacı daha da görünür hale geldi. Isıl konforun yanı sıra akustik konfor, ses yalıtımı özellikle bu dönemde daha çok önem kazandı. İhtiyaçların şekillenmesi ile birlikte “konfor” garanti eden yeni ürünler sektörde farklılaşma sağlamaya başladı. Pandemi ile birlikte az katlı ve bahçeli evlere olan talebin artması ve yazlıkların tüm yıl kullanılmaya başlaması da yazlıklarda göz ardı edilen ısıl konfor ihtiyacını arttırdı. Burada da sektör için yeni bir potansiyel açığa çıktı ve özellikle renovasyon pazarında hareketlilik yaşandı.
Diğer taraftan ülkemizin öne çıkan ihtiyaç maddelerinin başında etkin enerji kullanımı, salım azaltımı, çoklu konfor ihtiyacı ve yangın güvenliği yer alıyor. Bu ihtiyaçların karşılanması konusunda da yalıtım çok yönlü yarar sunan bir sektör.
Türkiye’ye baktığımızda 2019 yılında enerji ithalatımızın 41,2 milyar dolar ile 202,7 milyar dolarlık toplam ithalatın %20,3’ünü teşkil ettiğini görüyoruz. 2020 yılının ilk 9 ayında ise enerji ithalatımızın 21,5 milyar dolar ile 156,2 milyar dolarlık toplam ithalatımızın %13,7’sini oluşturmuş. Bu düzeyiyle enerji ithalatının, dış ticaret açığımızın en önemli kısmını teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine baktığımızda, Türkiye’nin enerji ithalatı faturası 2021 yılının ilk çeyreğinde 8 milyar 695 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. Son 10 yılda toplam enerji ithalatının ülke ekonomisine maliyeti 450 milyar doların üzerinde… Tükettiğimiz enerjinin yarısından fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamaları şart. Bu da gelecekte sektörün çok fazla büyüyeceği anlamına geliyor.
Önümüzdeki dönemde, sektörel hacmin artmasına katkı sağlayacak bir diğer somut uygulama ise Enerji Kimlik Belgesi (EKB) çalışmaları olacak. Geçen senenin başında yürürlüğe giren Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğu mevcut binalarda da binaların ısı yalıtımı açısından değerinin belirlenmesini görünür kıldı. EKB’nin binaların alınması, satılması hatta kiralanması sırasında ibraz edilmesi gerektiğini artık biliyoruz. Bu uygulamanın hız kazanması, sektörün gelecekte daha da büyümesine katkı sağlayacaktır.
Sektörün önemli gündem maddelerinden bir diğeri de Avrupa Yeşil Mutabakatı… Dünyadaki enerji kaynakları giderek tükeniyor ve doğanın dengesi bozuluyor. Gün geçtikçe artış gösteren sera gazı salımı, küresel ısınmayı tetikleyerek iklim krizine zemin hazırlıyor. Gelecekte daha yaşanabilir bir dünya için enerji kullanımını azaltılmamız ve var olan kaynaklarımızı çok daha verimli bir şekilde kullanmaya başlamamız gerekiyor. Avrupa Birliği (AB) de dünyamızı tehdit eden bu iklim krizi ile daha fazla geç olmadan mücadele etmek adına önemli stratejiler belirledi. İklim krizi ile mücadele noktasındaki hedeflerini daha önce açıklayan AB, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarının 1990 yılı seviyelerine göre yüzde 55 oranında azaltılmasını ve 2050 yılına kadar Avrupa kıtasının ilk karbon-nötr kıta olmasını öngörmüştü. Emisyonlarının yüzde 55 oranında azaltılması adına bir nevi aksiyon ve yol haritası niteliğinde olan “Fit For 55 Package” ise 14 Temmuz’da yayınlandı. Bu paket, AB Emisyon Ticareti Sistemi’nde (ETS) gerçekleştirilmesi beklenen reformların yanı sıra ETS dışı sektörleri, enerji verimliliğini, yenilenebilir enerjiyi, arazi kullanımını, emisyon standartlarını ve enerjinin vergilendirilmesini düzenleyen 11 karar ve yönergeyi içermesi dolayısı ile oldukça önemli.
2030 yılına kadar sera gazı emisyonunun yüzde 55 oranında azaltma hedefine ulaşmak için ise bina sektöründe emisyonların yüzde 60 oranında azaltılması gerekiyor. Binalardan ortaya çıkan emisyonların çoğu; genel alan ısıtma ve soğutmasından kaynaklanıyor. Bu, Avrupa’daki toplam nihai enerji tüketiminin kabaca yarısını temsil ediyor. Bu noktada binalarda yalıtımın önemi devreye giriyor. Karbon salımlarını önemli ölçüde azaltmak ve enerji faturalarını düşürmek ancak doğru uygulamalarla yapılan yalıtım sayesinde mümkün.
Bu gelişmeler ışığında satış faaliyetleriniz ne durumda?
İzocam olarak değişen piyasa şartlarına hem iç piyasada hem de ihracat pazarlarımızda hızla adapte olabilmemiz ve doğru zamanda yaptığımız yatırımlar sayesinde, 2020 yılında 660 milyon TL’nin üzerinde ciro ile kapattık. Bu ciro ile bir önceki yıla oranla yüzde 30’a yakın bir ciro artışı elde etmiş olduk.
2021 yılına, geride bıraktığımız başarılı dönemin motivasyonuyla adım attık. Bu yılın ilk 6 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %90’a yakın bir ciro artışına imza attık.
Özellikle proje pazarının daraldığı dönemde, perakende satış kanalımızda yer alan bazı ürün gruplarında %100’ün üzerinde büyüme yaşadık. Bu olumlu gelişmelerin ışığında, başarılı bir yılı geride bırakacağımızı öngörüyoruz.
Şu an yalıtım pazarında %20 seviyesinde bir pay ile de liderliğimizi koruyoruz. Bu yılın sonuna kadar üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi hem iç piyasa hem de ihracat pazarlarındaki ihtiyaçlar doğrultusunda artırarak, sektör içerisindeki mevcut konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Son dönemde gündeminizde ne tür yenilikler var?
Şu an gündemimizde yoğun şekilde tesislerimizde yaptığımız çevre dostu yatırımlar, sürdürülebilirlik hedefli çalışmalar, sağlıklı yalıtım ürünleri konusunda yaptığımız yatırımlar ve bu alanda farkındalık artırıcı projeler ile dijital dünyada ve insan kaynakları alanında yaptığımız yatırımlar var.
Çevre dostu projelerimizin başında, bu senenin ilk yarısında İzocam Tarsus Tesisi’nde yaptığımız baca filtresi yatırımı geliyor. Çevre dostu tesis hedefimize katkı yapan bu yatırım bize dünya standartlarında emisyon değerlerine ulaşma imkanı sağlayacak. Bu önemli yatırımın ardından yakın zamanda yine aynı tesis için çevreci bir adım daha attık. Tarsus Tesisimiz Temmuz ayında Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandı. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen bu belge; tesisin, temel seviyede israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan bir dizi süreci tamamlamış olduğunu ifade ediyor. Yıl sonuna kadar tüm tesislerimiz için bu belgeyi almayı hedefliyoruz.
Bu yılın ilk yarısında yine Tarsus Tesisi’mizde yeni bir paketleme sistemine geçiş yapmak için gerekli tüm yatırımları gerçekleştirdik. Bu sayede daha modern bir paketleme sistemine geçtik. Ayrıca, kesintisiz hizmet verebilmek için tesiste bulunan camyünü fırınında da sürekli yenileme çalışmaları yapıyor ve bu alandaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz.
Sürdürülebilirlikle ilgili farkındalık yaratıcı projelerimizin başında, mineral yün ürün grubumuzun ambalaj yenileme çalışmaları geliyor. İlk olarak İzocam Camyünü’nün ambalajlarını, Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma için belirlediği küresel hedeflere olan katkısını vurgulayacak şekilde yenilemiştik. Bu sene de İzocam Taşyünü’nün ambalajlarını, insan sağlığına ve çevreye duyarlılığını da ifade ederek; Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine olan katkısını anlatacak şekilde yeniden tasarladık. Yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda daha az boya kullanarak, ambalaj boylarını ve kullanılan paketleme miktarlarını yeniden düzenleyerek çevre dostu bir ambalajlama elde ettik.
Bu yıl ayrıca, insan sağlığını gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılması gerekliliği üzerinde yoğunlaştığımız çalışmalarımız bulunuyor. Ülkemizdeki yasaların şart koşmamasına rağmen insan sağlığına zarar vermeyen yalıtım ürünleri üretmeye devam etmiş bir firma olarak, mineral yün ürünlerimizin uzun yıllardır sahip oldukları EUCEB belgesinin önemini dile getirdiğimiz bir reklam kampanyası yürütüyoruz. Diğer taraftan paydaşlarımıza yönelik, XPS ve EPS ürünlerin kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD içermemesi yönünde uyarıcı faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Bu çalışmalar dışında müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimizden daha kolay faydalanabilmesi, gerekli finansman desteğinin sağlanabilmesi için de sene başında somut adımlar attık. İzocam yalıtım ürünlerinde tüketiciye finansman desteği sağlanması için Garanti BBVA ile iş birliği içindeyiz. İzocam ürünlerine özel bir limitte geliştirilen, dosya masrafsız “Bireysel Çevreci Bina Yalıtımı” kredisini, yalıtım yaptırmak isteyen ihtiyaç sahipleri için oldukça avantajlı finansal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Diğer taraftan gelişen teknolojiyle birlikte, iş yapış biçimlerimizde çağın gerektirdiği değişimi gerçekleştirmek amacıyla müşteri odaklı dijitalleşme yatırımlarımız devam ediyor. Geçen sene müşterilerimize sunduğumuz hizmet sürelerini kısaltan ve verilerin güvenliğini artıran SAP uygulamasını devreye almıştık. SAP sistemine geçişle birlikte, bayilerimize yönelik bir e-shop uygulaması olan İzocam 24 Bayi Portalı da SAP ile entegre bir sistem olarak yenilendi. Bu sene de İzocam 24’ü ihracat bayilerimize açmak ve bu kanaldan yaptığımız satışları artırmak için geliştirme projelerimiz devam ediyor.
Son olarak, insanı merkeze alan bir şirket olarak, dijital çalışan deneyimine odaklı yatırımlarımız da şu an üzerinde çalıştığımız konuların başında yer alıyor. Bu kapsamda 2020’nin sonunda devreye aldığımız SAP SuccessFactors temelli yeni online platformumuz olan DEEP’deki geliştirme çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ayrıca 2018 yılından beri Top Employer (En İyi İşveren Markası) sertifikasına sahibiz ve İnsan Kaynakları süreçlerimizde çağın gerekliliklerine uygun, yeni neslin ihtiyaçlarını karşılayan çözümler tasarlayıp geliştirmeye devam ediyoruz.
Ürün gruplarınızdan ve bu dönemde öne çıkan ürünlerinizden biraz bahseder misiniz?
Ülkemizde ve faaliyet göstermiş olduğu ihracat pazarlarında yalıtım sektörünün öncüsü olan İzocam, 1965’de Türkiye’de sadece yalıtım ürünü üretmek amacıyla kurulmuş ilk firmadır.
Uzun yılların deneyim ve tecrübesi ile yalıtımın farklı uygulama ihtiyaçlarına (ısı yalıtımı, gürültü kontrolü, akustik konfor ve yangın güvenliği) ve farklı işlevlere yönelik (konut, sanayi, iklimlendirme, dayanıklı tüketim malları vb.) yalıtım ürünleri tasarlayan, üreten ve pazara sunan bir firmayız.
Ürün portföyümüzde Camyünü, Taşyünü, Ekstrüde Polistiren (Foamboard), Ekspande Polistiren (İzopor Plus), Kauçuk Köpük (Optiflex), Polietilen Köpük (İzocam PEflex), PU/PIR/Taşyünü Yalıtımlı Sandviç Panel (İzocam Tekiz) ile Trapez Levha bulunuyor.
Her ihtiyaca uygun yalıtım çözümlerini uygulayıcı ile buluşturan İzocam’ın son dönemde öne çıkan ürünlerinin başında, usta dostu ve kolay uygulanabilir mineral yün ürünler geliyor. Son dönemde geliştirdiğimiz İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası, duvarlarda “A” sınıfı ısı ve ses yalıtımı ile yangın güvenliği sağlıyor. Farklı kalınlıklarda üretilebilen İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası, ara bölme duvarlarda üstün ısı ve ses yalıtımı sunuyor. A1 sınıfı yanmaz özelliğe sahip olan bu ürün olası yangınlarda da zaman kazandırarak yangın güvenliği sağlıyor. Esnekliği ve yumuşaklığıyla kolay uygulanabilen bu ürün, uygulayıcıya zamandan tasarruf imkanı veriyor. Sahip olduğu EUCEB belgeli doğal içeriği ve kolay kesimi sayesinde, uygulayıcı için rahat ve sağlıklı bir çalışma ortamı sunuyor. Kendi başına ayakta durabilen bu ürün, güvenli bir uygulama imkanı da sağlıyor. Herhangi bir ilave malzeme gerektirmeden, yapılan uygulamalara hız ve kalite kazandırıyor.
Usta dostu olarak nitelendirdiğimiz ve özellikle duvarda ses yalıtımına imkan verdiği için faydasını her fırsatta dile getirmek istediğimiz diğer bir ürünümüz ise İzocam Kalibel’dir. Isı ve ses yalıtımında profesyonel çözüm sunan İzocam Kalibel, kolay ve hızlı uygulama avantajı sayesinde hastane, okul ve konut gibi yapılar başta olmak üzere tüm binalarda tercih ediliyor. Bir yüzü alçı plaka kaplı camyünü levhadan oluşan kompozit bir ürün olan İzocam Kalibel, dış duvarların iç yüzeylerinde, iç bölme ve komşu duvarlarda, merdiven ve asansör boşluklarına bitişik duvarlarda, ahşap karkas yapıların içten giydirilmesinde ses ve ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor. Aynı anda hem mineral yün hem de alçı levhanın uygulanmasına imkân sağlayan Kalibel ile yerinde uygulama süresi kısalıyor ve iş gücünde verim artıyor. Binalara ağırlık yapmayan hafif bir yapıya sahip olan bu ürün, herhangi bir aksesuar gerektirmeden, hızlı ve kolayca uygulanıyor. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB belgesine de sahip olan bu ürünün bio-çözünürlüğü uluslararası standartlarda kanıtlanıyor. Yanmaz bir ürün olan Kalibel, binalarda yangın güvenliğine de katkı sağlıyor. Ayrıca duvarları küf ve nem oluşumuna karşı da koruyor.
İklimlendirme konusunda ise son dönemde, “termoekonomik” olarak tanımladığımız İzocam Optiflex’in daha iyi yoğuşma kontrolü sağlaması için çalışmalar yaptık. Isıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerinde kullanılmak üzere üretilen, elastomerik kauçuk esaslı kapalı gözenekli boru ve levha şeklindeki İzocam Optiflex, uygulandığı yerde dış yüzeyde ısı yalıtımı ve yoğuşma kontrolü amacıyla kullanılıyor. Yüksek ısı yalıtımı sağlayarak, kullanıcıyı daha az enerji tüketimine yönlendiren İzocam Optiflex de bu açıdan bakıldığında sürdürülebilir yaşam alanlarının yaratılmasının yanı sıra daha çok enerji tasarrufu ile enerji faturalarının azalmasına da katkı sağlıyor. Isı yalıtımı ekonomisi açısından bakıldığında, İzocam Optiflex ilk yatırımda daha az maliyetle ısı kazancı elde etmeyi sağlıyor ve tesisatta “Optimum Isı Yalıtımı, Optimum Yatırım Fiyatı” dengesini sunuyor. Kullanım sıcaklığı -50˚C’den 105˚C’ye kadar olan ve yenilenen µ 5000 niteliği ile pazara sunduğumuz “İzocam Optiflex” tesisat yalıtımında iyi oranda yoğuşma kontrolü sağlıyor. Ürün, CFC içermiyor ve uygulama esnasında ise oldukça esnek yapısıyla uygulama kolaylığı sunuyor.
Sandviç panel tarafında ise, geçtiğimiz sene sinüs dalgaları ile sandviç panellere estetik kazandıran mineral yün bazlı İzocam Tekiz Sinüs Panel’i piyasaya sunmuştuk. Tekiz Sinüs Panel’in en büyük farklılığı, tasarım açısından sinüs şeklinde dalgalara sahip olması ve buna rağmen diğer düz yüzeyli panellerle de birleştirilebilmesi. Farklı renk sac seçeneklerine de imkan veren Tekiz Sinüs Panel hem form hem de farklı renk kullanma imkanıyla endüstriyel bina cephelerine tasarım zenginliği sağlıyor. Gizli vidalama özelliği sayesinde birleşim detayları görünmeyen Tekiz Sinüs Panel, sanayi binalarının cephelerinde tercih ediliyor.
İhracat faaliyetleriniz ne durumda? İhracat hacminizi artırmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? En yoğun çalıştığınız pazarlar hangileri?
İzocam olarak 20 yerleşik bayimiz ve 200 alt bayimiz ile Orta Doğu iklimlendirme pazarının en önemli üreticisi olma konumundayız. Başta Türki Cumhuriyetler, Afrika, Balkanlar, Asya ve Ortadoğu olmak üzere ihracat faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz.
İhracatı 600.000 m³’ü aşan bir firma olarak, ciromuzun %20’sini ihracat gelirlerimiz oluşturuyor. Bu yıl, ihracat pazarlarımızda da başarılı bir grafik sergiliyoruz. 2021 yılının ilk altı aylık döneminde geçen senenin aynı dönemine kıyasla, ihracat ciromuzda %75’in üzerinde bir büyüme sağladık.
Bu yıl ihracatın ciromuz içindeki payını artırma hedefimiz var ve yeni pazar arayışlarımız devam ediyor. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz pazarlarda da yeni bayilikler vermeye devam ediyoruz. Ayrıca son 2 yılda odaklandığımız Orta Afrika’daki pazar arayışlarımızı sürdürüyoruz.
İzocam’ın tercih edilirliğinin nedeni nedir?
Türkiye’de yalıtım sektörü 56 yıl önce İzocam ile başladı. Uzun yılların deneyim ve tecrübesi ile, güçlü kurumsal yapısı ile İzocam yıllardır ISO ilk 500’de ve Brand Finance Raporu’a göre Türkiye’nin en değerli 100 markası arasında yer alıyor.
İzocam, geniş ürün yelpazesine sahip, her ihtiyaca uygun yalıtım çözümleri sunabilen ve sunduğu ürünlerin ve hizmetlerin arkasında duran lider bir marka.
Zeminden, cephe ve çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar her uygulama alanı için nitelikli yalıtım malzemeleri üretebiliyoruz. İzocam ürünleri konuttan, sanayi yapılarına, okul ve hastane gibi toplu yaşam alanlarına kadar tüm binalar için etkin çözümler sunuyor. İzocam, inşaat ve iklimlendirme sektörleri için yalıtım malzemeleri üretmenin yanı sıra vagonlardan evlerimizde kullanılan fırınlara, yangın kapılarından güneş kolektörlerine kadar geniş bir alanda ısı ve ses yalıtımını, yangın güvenliğini sağlayan yalıtım ürünleriyle sektörde faaliyet gösteriyor.
Ürünlerimizi geliştirirken pazarın ihtiyaçları doğrultusunda Ar-Ge’yi ve inovasyonu merkeze alıyoruz. İzocam’ın bu konuda çok büyük bir avantajı var. O da Saint-Gobain Isover gibi dünya yalıtım pazarında teknolojik anlamda lider bir firmanın lisansı ile üretim yapması ve Saint-Gobain Isover’in tüm teknolojik imkanlarından faydalanabilmesi… Diğer bir avantajı ise yalıtımın tüm segmentlerinde faaliyet gösterdiği için geniş fikir havuzuna sahip olması. İzocam olarak yeni ürünlerin ciromuz içindeki payına yani ‘inovasyon katsayısı’na büyük önem veriyoruz. Geçen yıl %20,5 oranında olan yeni ürünlerin ciromuzdaki payını, bu sene de korumayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, değişen piyasa koşullarını ve müşteri ihtiyaçlarını doğru analiz ediyoruz.
Ancak ürünün pazara sunulmasının sadece ürünle ilgili olmadığının farkındayız. Bu nedenle sadece üretimde değil, ürünün verimli şekilde nakliyesi, kolay taşınması, avantajlı depolanması ve kolay uygulanması konularında da akılcı çözümler üretmeye yoğunlaşıyoruz. Kullanıcı dostu ürünler geliştirmeye odaklanıyoruz.
Diğer taraftan, İzocam’ın uzmanlığı sadece ürettiği ürünlerle sınırlı değil. Türkiye’nin en önemli projelerine hizmet sunmaya, yalıtım ürünleri ile ilgili ürün ve uygulama danışmanlığı yapmaya devam ediyoruz. İzocam’ın teknik bilgisi kuvvetli, donanımlı ve profesyonel bir ekibi var. Bu sayede Türkiye ve yurt dışında pek çok projeye yalıtım danışmanlığı hizmeti verebiliyoruz.
İzocam’ın tercih edilirliğindeki diğer bir önemli unsur ise çoğunun İzocam ile köklü geçmişi olan İzocam bayileridir. Tüm başarıları hep birlikte, omuz omuza kazanıyoruz. İzocam bayilerinin hepsi sektörde son derece etkin, bilgili ve donanımlı kişilerden oluşuyor. En az bunun kadar etkileyici olan ve bizi başarıya götüren diğer bir konu da tüm bayilerimizin şirketimize olan bağlılıklarıdır. Uzun yıllardır takip ettiğimiz Bayi Memnuniyeti Anketi sonuçları, bayilerimizin sadakatlerinin her zaman Türkiye ortalamasının üzerinde oluğunu gösteriyor. Bu anlamda gerçekten bütün rakiplerimizden çok farklı bir aileye sahibiz. Bu da bize güç katıyor.
Diğer taraftan insan odaklı çalışma anlayışını benimseyen bir markayız. Her yıl ortalama 700’ün üzerinde kişi istihdam ediyoruz. 2018 yılından beri Top Employer (En İyi İşveren Markası) sertifikasına sahip olan İzocam, İnsan Kaynakları süreçlerinde çağın gerekliliklerine uygun ve yeni neslin ihtiyaçlarını karşılayan çözümler tasarlayıp geliştirmeye, bu alanda yatırım yapmaya devam ediyor.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Kurulduğumuz günden bugüne enerji tasarrufuna, insan sağlığına ve sürdürülebilirliğe katkı yapan ürünler geliştiriyoruz. Tüm ürünlerimizle binaların çevre üzerindeki olumsuz etkisini azaltmayı hedefliyoruz. Çünkü doğru uygulamalarla yapılan yalıtım sayesinde hem karbon salımlarını önemli ölçüde azaltmak hem de elde dilen enerji verimliliği sayesinde doğayı korumak mümkün.
Ürünlerimizin hepsi ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’ne sahip tesislerde üretiliyor. Tüm ürünlerimiz enerji tasarrufu sağlıyor ve sürdürülebilirliğe ciddi bir katkıda bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında, ürünlerimiz BM’in 17 küresel hedefi arasında yer alan ‘Sağlıklı Bireyler’, ‘Erişebilir ve Temiz Enerji’, ‘İnsana Yakışır İş ve Büyüme’, ‘Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı’, ‘Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları’, ‘Sorumlu Tüketim ve Üretim’, ‘İklim Eylemi’ ve ‘Hedefler için Ortaklıklar’ gibi 8 önemli hedefe ulaşılmasında önemli bir rol üstleniyor.
İzocam ürünleri, AB Yapı Malzeme Yönetmeliği´ne göre; “ürünün yönetmelikte belirtilen temel gerekleri karşılamasına imkan veren malzeme” anlamına gelen CE işareti ile piyasaya arz ediliyor ve Türk Standart Enstitüsü (TSE) kriterlerine uygun üretiliyor.
İzocam Taşyünü ve İzocam Camyünü, sadece bio ürün kategorisine giren mineral yün ürünlere verilen EUCEB sertifikasına sahip. EUCEB sertifikasına sahip, doğa dostu ve insan sağlığına zarar vermeyen mineral yün ürünlerimiz ürün gamımızın yarısından fazlasını oluşturuyor. Bu kapsamda da 13 yıldır İzocam Taşyünü ve 12 yıldır İzocam Camyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için sürekli yatırım yapıyoruz. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikası ile İzocam Taşyünü ve İzocam Camyünü ürünlerin insan sağlığına zararlı olmadığı bağımsız bir kurum tarafından belgelenmiş oluyor. EUCEB sertifikası olan ürünler sürekli test ediliyor ve bu ürünlerin elyaflarının zararsız olduğu sertifika süresince garanti ediliyor.
Diğer taraftan İzocam Camyünü Çatı Şilteleri AB ülkesinin ulusal emisyon limitlerine uygunluk belgesi olan Eurofins Gold sertifikası bulunuyor. İzocam, ayrıca bu ürünlerin üretiminde kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler sayesinde ISO 14021’e uygun bildirimleri düzenleyebiliyor ve binaların LEED – BREAM gibi yeşil bina sertifikası almalarına da katkı sağlıyor.
İzocam olarak, mineral yün ürün grubu dışındaki ürünlerimizin de insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde üretilmesi için gerekli tüm çalışmaları yapıyoruz. Kauçuk ürünümüz olan İzocam Optiflex, ozon tabakasını bozan kloroflorokarbon (CFC) gazı içermiyor. Ayrıca polistiren bazlı Ekstrüde Polistiren (XPS) ve Ekspande Polistiren (EPS) ürünlerimiz, kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD içermiyor. Bu yöndeki uyarıcı faaliyetlerimizi de, sosyal sorumluluk anlayışı ile sürdürüyoruz. Bu ürünlerde kullanılan HBCD maddesi, ülkemizde Kasım 2019 itibariyle yasaklandı. XPS ve EPS ürünleri alınırken ‘HBCD Free’ (HBCD içermez) olduğuna dikkat edilmesi gerekiyor.